ChatGPT'nin ortaya çıkışı, teknoloji dünyasını heyecanlandırdı ve üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Son zamanlarda yapay zekânın olası potansiyelinin abartıldığına dair uyarılara rağmen, kamuoyu araştırma kuruluşu Pew Research Center'ın Şubat ayında Amerikalıları kapsayan bir ankete göre, ChatGPT kullananların sayısı hızla artıyor. Özellikle, ankete katılanların %20'si ChatGPT'yi iş amaçlı kullandığını belirtti ve bu oran, geçen yıl Temmuz ayındaki anket verilerine kıyasla üçte iki oranında bir artış gösteriyor. Öğrenme amaçlı kullanımda meydana gelen %17'lik artış da dahil edildiğinde, ChatGPT'nin etkisinin tahmin ettiğimizden daha hızlı bir şekilde büyüdüğünü kabul etmek zorundayız.
En çok dikkat etmemiz gereken nokta, ChatGPT'nin nasıl kullanılabileceğine dair düşüncemizin henüz başlangıç aşamasında olduğudur. OpenAI, genel yapay zekânın ortaya çıkışından sürekli olarak bahsediyor ve bir sonraki nesil ChatGPT'nin piyasaya sürülmesini bekliyor; Google ve Microsoft ise bu etkileşimli yapay zekâyı entegre etmek için tüm ürün hatlarını yeniden tasarlamak amacıyla insan gücünü kaydırıyor. Ayrıca, çeşitli girişimler, çeviri, pazarlama gibi belirli işleri üstlenebilen, kurumsal müşterilere özel modeller sunuyor. Daha fazla insanın yapay zekâ araçlarını kullanacağı kesin görünüyor.
Ancak, bu kaçınılmaz teknolojinin yeni ve kullanışlı avantajlarının karşılığında neleri kaybedeceğimiz konusunda da düşünmemiz gerekiyor. Bunlardan en önemlisi, dil becerilerinin gelişimi için fırsat kaybıdır. İş dünyasında en sık kullanılan e-posta yazma ve kontrol etme işlemlerinde otomatik çeviri özelliği, günlük dil öğrenme ihtiyacını zaten oldukça temiz bir şekilde ortadan kaldırdı. Samsung'un yeni Galaxy S24 akıllı telefonu, telefon görüşmelerini gerçek zamanlı olarak çevirebileceğini reklam ediyor ve dil öğrenme hizmeti sunan JumpSpeak, yapay zekâ avatarı içeren bir reklamla dil öğrenme zorluklarını aştığını iddia ederek eleştiri almıştı.
Dilbilimci Dr. Jill Kuzińska-Bishop, dilin kim olduğumuzun canlı ve ikna edici bir ifadesi olduğunu savunuyor. Araştırmalarında, insanların kimliklerini doğrulamak ve ifade etmek için dili nasıl kullandıklarını, dil aracılığıyla bağlantı kurma ve topluluk oluşturma sürecinde nüansların çok önemli bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Bir kelime, ifade veya benzetmenin seçimi, fikirleri, dünyaya dair varsayımları, var olan insanlar arasındaki ilişkileri veya yerel bağlamı ifade eder; etnografik analizde bu tür nüanslar temel verilerdir.
Şubat ayında, aşırı sağcı bir komplo teorisyeni, Almanca değil İngilizce konuşan Hitler'in yapay zekâ tarafından oluşturulmuş bir videosunu X'te paylaşmış ve 15 milyondan fazla izlenmeye ulaşmıştır. Hitler'in İngilizce konuştuğu bir konuşmayı dinlemek alışılmadık bir deneyimdi ve bazı kişiler, en çok vatanlarını düşündüklerini belirten yorumlar bile bıraktı. Bu örnek, şu anda çevrimiçi olarak doğrulanan uyarıcı bir olay olarak görülebilir, ancak yapay zekânın daha hızlı ve daha gelişmiş işler yapmaya başlamasıyla, dilsel nüansların gücüyle ilgili çıkarımlar oldukça açık hale geliyor.
Şu anda yapay zekâ çeviri kullanıcılarının çoğu, çevirinin orijinal metne yeterince yakın olup olmadığını belirlemek için yeterli zaman ayırmamaktadır. Telefon numaralarını ezberleme yeteneğimizi nasıl kaybettiysek, kendimiz arasındaki farkı anlayabileceğimiz dilsel yeteneğe sahip olma fırsatını da giderek kaybedebiliriz. Dil, insanların gerçeği yorumlama biçimini şekillendirdiğinden, başka dillerde konuşmak, okumak ve yazmak öğrenmek, dünyayı görmenin yeni yollarını keşfetmemize yardımcı olur. Hiçbir teknoloji bu insan deneyiminin yerini alamaz. Bu nedenle, belki de okullarda gelecekte kültürlerarası unsurları aktif olarak inceleyen dil öğrenme dersleri sunmak en iyi seçenek olacaktır.
Dünya çapında beğeni toplayan Netflix dizisi 'Squid Game'de, yabancıların Korelilere hitap ederken kullandıkları 'patron' veya yaşlılara hitap ederken kullandıkları 'öğretmen' gibi çeşitli durumlarda farklı kişilere hitap eden ifadeler yer alıyor. Ancak, bu ifadelerin İngilizce çevirisi yalnızca 'Sir' olarak yapılmış. Bu görünmez kültürel arka planı taşıyan dilsel nüansları anlayabilirsek, yabancı izleyicilerin bu diziyi izlerken keyfi artacaktır. Ve bu, gelecekte de kaçırmamamız gereken önemli bir deneyim fırsatıdır.
Referanslar
Yorumlar0