Tayland korku filmi Rángrón (랑종), 'Kutsal' (곡성) filmiyle ünlü Na Hong-jin'in (나홍진) senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği bir filmdir.
Atalarının işlediği suçlar nedeniyle haksız yere öldürülen sayısız ruhun, şeytanlaşarak sıradan görünen genç bir kadın olan 'Ming'e (밍) girmesi ve ortaya çıkan olayları konu alıyor. Ancak film vizyona girdikten sonra, beklentilerin aksine gereksiz yere vahşi sahnelerle dolu, rahatsız edici bir film olduğu yönünde eleştiriler yağdı. Ben de filmin vizyona girmesinin ardından sinema salonuna gittim, ancak sahte belgesel tarzı ve aşırı el kamerası çekimlerinin etkisiyle başım çok ağrıdı ve sonunda hayatımda ilk kez filmi yarıda bırakıp çıktım.
Ancak aslında, benim için bu filmin tamamında en güçlü sahne, 'Ming'in (밍) ofiste kameramanla medyum hakkında konuştuğu sahneydi.
Güneş ışığının bolca girdiği, beyaz duvarların hakim olduğu ve pembe renkli görevli bilgilendirme duyurusunun vurgu rengi olarak uyum sağladığı aydınlık bir ofis ortamı. Ve her şeyden önce, 20'li yaşlarındaki bir kadının neşeli gülümsemesi, günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız sıradan akranlarımızın görüntüsünün ta kendisi. Bu sahne var olduğundan, sonrasında gittikçe daha ürkütücü ve vahşi hale gelen 'Ming'in (밍) davranışları daha da vurgulanıyor.
Ayrıca bu sahne, kameranın önünde gülümseyen kişinin aslında birinin değerli kızı ve ailesi olduğunu fark etmemizi sağlayan bir temel oluşturuyor. Daha sonra filmin tamamını dolduran vahşi sahneler yaratan 'Ming' (밍). Bu anlarda, kollarını ve bacaklarını tutanlar akrabaları ve ailesidir ve bu şekilde aniden değişen 'Ming'in (밍) bedenini ele geçiren sayısız şeytan, Ming'in (밍) atalarının işlediği suçlardan dolayı ortaya çıkmış birer karma sonuçtur.
İhlal Deneyini Hatırlatıyor
Sosyal psikoloji alanında, ihlal deneyi (Breaching Experiment), toplumsal etkileşimin bağlamını tersine açık bir şekilde ortaya koymak amacıyla yaygın sosyal kurallar ve kavramları ihlal etmeyi hedefler.
İş çıkışı kahve dükkanına gidip sipariş vermek için kuyrukta bekliyorsunuz. Tam bu sırada biri sıranızı atlayarak istediği ürünü kasiyere söylüyor, işte o anda hayatımızda o kadar doğal bir şekilde yerleşmiş olan sosyal normları fark ediyor ve buna göre nasıl tepki vereceğimize karar veriyoruz. Dahası, her birimizin ait olduğu dünyadan güçlü bir şekilde etkilenen sosyal varlıklar olduğunun farkına varıyoruz.
Aslında Ağır Bir Kişisel Varlık
Rángrón (랑종) benim için bir korku filmi olarak kaldı, ancak buradaki korku, hayaletlerden kaynaklanan bir durumdan değildi. Daha ziyade, karşılaştığımız bir kişinin, görünmeyen sayısız kan bağıyla bağlantılı ailelerden dünyaya gelmiş bir varlık olduğunu fark ettiğim bir filmdi.
Sonuç: Bir günün başlangıcını ve sonunu oluşturan yaşamın devam etmesinin şaşırtıcı olduğu ve kendi şu anına karşı büyük bir sorumluluk duygusu taşımamız gerekmediği fikrine kapıldım.
Yorumlar0