Byungchae Ryan Son

Yarını Şekillendiren Güç: İnsan ve İklim Teknolojisinin Ortaklığı

  • Yazım Dili: Korece
  • Baz Ülke: Tüm Ülkelercountry-flag
  • Diğer

Oluşturulma: 2024-05-14

Oluşturulma: 2024-05-14 16:09

"Çocuklardan değişim yaratmanın yolları hakkında yüzlerce mektup alıyoruz. Çocuklar bizden hesap soruyor ve gelecek için kalıcı adımlar atmamızı istiyorlar."


Geçtiğimiz 30 Ağustos'ta LEGO Group CEO'su Niels B. Christiansen, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeyi taahhüt etti.

Yarını Şekillendiren Güç: İnsan ve İklim Teknolojisinin Ortaklığı

1932 yazında, ilk ahşap oyuncağın önünde fotoğraf çektiren Lego'nun kurucusu Ole Kirk'ün en büyük oğlu Johannes (sağda)


Aslında LEGO, 1946'da üç ardışık fabrika yangını sonucu ahşap malzemelerinin tamamını kaybetmesinin ardından Danimarka'nın ilk plastik enjeksiyon kalıplama makinesini satın alarak bugüne kadar dünya genelinde 380 milyon tondan fazla plastik üretiminin 100.000 tonundan sorumludur. Her yıl 100.000 ton polimer, 110 milyar tuğlaya dönüştürülür ve bu tuğlaların %80'i, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla bilinen ABS (akrilonitril bütadien stiren) adı verilen petrol bazlı bir termoplastiktir. ABS, 1 kg plastik oyuncak üretmek için 2 kg petrole ihtiyaç duyar ve bu malzeme biyolojik olarak parçalanmaz. 67 yıldır geri dönüştürülemez oyuncak tuğlalarını toplu olarak üreten LEGO, iklim değişikliğinin şirket operasyonlarının gerçek bir engeline dönüşmesiyle 2015'te 155 milyon dolar yatırım yaparak ABS'nin yerini alacak sürdürülebilir malzeme geliştirme teknolojisi merkezi kurdu.

Yarını Şekillendiren Güç: İnsan ve İklim Teknolojisinin Ortaklığı

Lego kutuları, toplamda yaklaşık bir milyar tuğla içeren depolama odalarında 23 metre yüksekliğe kadar istifleniyor.


Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre, 2032'de iklim teknolojisi endüstrisinin büyüklüğünün 148 milyar dolar (yaklaşık 200 trilyon TL) olması bekleniyor; bu da 2016'daki 16,9 milyar dolarlık (yaklaşık 23 trilyon TL) değerden yaklaşık 9 kat daha fazla. Sonuç olarak, iklim teknolojisi endüstrisi, daha çevre dostu ve güvenilir enerji, daha hızlı ve konforlu ulaşım araçları, daha lezzetli ve sağlıklı yiyecekler, daha yüksek kalitede ürünler ve daha iyi çalışma alanları hedefliyor. Ancak, bu teknolojinin sınırsız iyimser faydalarını bekleyen yatırım trendi, teknolojik değişimin insanlığın gelecekteki sosyal ilişkileri ve yapısı üzerinde en büyük etkiye sahip olduğunu belirten teknolojik determinist bakış açısında kalma olasılığını da göz önünde bulundurmayı gerektirir.


Elbette insanlık tarihi, Taş Devri'nden Demir Devri'ne, buhar makinesine ve bilgi çağına doğru ilerleyen kademeli bir teknolojik gelişme tarihidir. Yani, teknoloji kesinlikle tarihin itici gücüdür. Ancak, teknolojiyi sadece sessiz bir inovasyonun öznesi olarak görmekten ziyade, toplumsal ilişkilerdeki değişimi yönlendiren aktif bir aracı olarak görmek, iklim teknolojisi endüstrisi yatırımlarında beklenti yelpazesinin gerçekçi bir şekilde genişlemesini sağlayabilir. Bu bağlamda, John Danaher ve Henrik Skaugen Setra'nın geliştirdiği 'Tekno-Ahlaki Değişimin Üç Mekanizması' sınıflandırması, teknolojinin getirdiği değişiklikleri tahmin etmek için ipuçları sunar.

Yarını Şekillendiren Güç: İnsan ve İklim Teknolojisinin Ortaklığı

Tekno-Ahlaki Değişim Mekanizmaları


Bu teori, A. Karar Verme (Decisional) Mekanizması olarak, teknolojinin bize yeni seçenekler sunarak akıllı telefonlarla her yerden iş iletişimi olasılığını sunduğunu ve karar almamızı zorunlu kıldığını açıklar. Ayrıca, B. İlişkisel (Relational) Mekanizması olarak, teknolojinin yüz yüze iletişime dayalı insan ilişkilerini, uzaktan aracılık edilen insan-insan ve insan-yapay zeka (AI) arasındaki daha önce mümkün olmayan ilişkileri mümkün kılan bir değişime yol açtığını açıklar. Ayrıca, C. Algısal (Perceptual) Mekanizması olarak, teknolojinin kararlarımızı ve davranışlarımızı etkileyen bilgileri, daha önce mevcut olmayan 'veri', 'biliş' gibi hesaplanabilir bir algı yapısı olarak kavramsallaştırmaya yol açtığını açıklar.


Özetle, teknoloji, toplumların oluşum biçimini etkiler ve bu da teknoloji ile insan arasındaki karşılıklı yapılandırıcı ilişkinin gelişmesini tekrar tekrar ortaya çıkarırnoktasıdır.

Yarını Şekillendiren Güç: İnsan ve İklim Teknolojisinin Ortaklığı

Lego'nun 'Replay' girişimi yenilikçi bir fikirdir


LEGO, yeni plastik malzeme geliştirme yatırımlarında, ABS'nin tamamen yerini alacak bir icat yapmayı başaramadı, ancak geri dönüştürülmüş plastik malzemelere geçiş kademeli olarak tüm tuğla üretiminde uygulanarak iyileştirmeler sağlandı. Dahası, LEGO Group, 2019'da yeni ve kullanılmış parçaların alım satımını yapan çevrimiçi bir pazar yeri olan BrickLink'i satın alarak, daha önce üretilmiş plastik tuğlaları dünya genelinden bağış alarak ve ihtiyaç duyan çocuklara oyuncak dağıtan Replay Initiative programını yürütüyor. Bu yeni yatırım kriteri, nesiller boyu LEGO oyuncaklarının geçtiği gerçeği, 3 yıldan uzun süre LEGO ürünlerine uzun vadeli yatırım yapıldığında, kullanılmış LEGO setlerinin ortalama getiri oranının yılda %10-11 olduğu ve bu oranın hisse senetleri, tahviller, altın, pul veya şarap gibi birçok koleksiyon ürününün getiri oranından daha yüksek olduğu gerçeği şu anda mevcut olan ürün ve tüketici arasındaki ilişkiye dayanmaktadır.

Yarını Şekillendiren Güç: İnsan ve İklim Teknolojisinin Ortaklığı

İklim Teknolojisinin Geleceği Her Şeydir | Valerie Shen | TEDxBoston'dan


Sanayi Devrimi'nden bu yana GSYİH ve karbon emisyonları birlikte artmıştır. Karbonu yakıt olarak kullanan bu kolay büyüme, birçok nesil boyunca gözlemlediğimiz tek büyüme şeklidir ve dünya genelindeki insanların yaşam standartlarını inanılmaz bir şekilde iyileştirdiğinden, şu an için bundan vazgeçmek zordur. Ancak, dünya ekonomisinin bu döngüyü kırıp gereken karbon emisyonu azaltım hedeflerine ulaşabilmesi için yeni tür yatırımlar, yani gelecekteki karbon emisyonlarını azaltmak için yapılan yatırımlar ile mevcut ürünlerin geri dönüşümü için yapılan yatırımlar arasında stratejik bir ayrım yapılması gerekmektedir.


İklim teknolojilerinin geleceğinin sürdürülebilir bir şekilde başarılı olabilmesi için herkesin katılımı şarttır. Teknoloji ile insan arasındaki karşılıklı yapılandırıcı ilişki hakkında daha derinlemesine düşünmemiz gereken bir dönemdeyiz.


Referanslar


Yorumlar0