ABD Kongresi'nde, 20'sinde TikTok'un ana şirketi ByteDance'ın (ByteDance) ABD'deki işletmesini 1 yıl içinde bir ABD şirketine devretmesini zorunlu kılan bir yasa tasarısı kabul edildi. Aynı gün yapılan genel kurulda, ByteDance'ın ABD'deki TikTok hizmetlerini 270 gün içinde devretmesini düzenleyen yasa tasarısı 360'a karşı 58 oyla kabul edildi. TikTok, süre içinde devralma işlemini gerçekleştirmenin zor olduğunu belirterek, bu yasa tasarısının aslında bir TikTok yasaklama yasası olduğunu savunarak karşı çıktı.
Bu zamana kadar ABD siyasi çevreleri ve istihbarat kurumları arasında, ABD'deki TikTok kullanıcı bilgilerine Çin hükümeti tarafından erişilebilmesinin ulusal güvenlik için tehdit oluşturabileceği endişeleri sürekli olarak dile getirilmişti. TikTok ise buna karşılık, tahmini 170 milyon ABD kullanıcısına Kongre'ye itiraz etmelerini isteyen bir bildirim gönderdi. Bu bildirimde, posta kodunu girerek ilgili vekilin numarasını arama özelliği yer alıyordu ve daha sonra dakikada 20'ye varan telefon aramaları yapıldı ve bazı vekil ofislerinde telefon hatları geçici olarak kapatıldı.
Ulusal güvenlik gerekçesi öne sürülmesine rağmen, birçok Amerikalı'nın TikTok'un yasaklanıp yasaklanmamasına karşı bu kadar kendiliğinden sesini yükseltmesinin nedeni ne olabilir? Bu durum, TikTok'un artık Amerikan kültürünün bir parçası haline geldiğini gösterir ve bir toplum içindeki kültürel önemi ve gücü gösteren bir örnektir.
The New York Times, 18'inde yayınladığı bir makalede, bu uygulamanın Amerikan kültürünü 19 farklı şekilde nasıl değiştirdiğine dair 19 TikTok makalesini derleyerek sundu. Hollywood'daki film pazarlama yöntemlerindeki değişikliklerden, komplo teorisyenlerinin içeriklerinin canlanmasına, ders saatlerinde sık sık kaybolan genç TikTok kullanıcıları için zorunlu önlem olarak tuvalet aynalarının kaldırılmasına kadar, toplumsal yaşamın her alanında TikTok'un küçük ya da büyük kültürel değişikliklerde yer aldığı açıkça gösteriliyor.
TikTok'un algoritması, kullanıcıların ilgi alanlarını ve tercihlerini gerçek zamanlı olarak öğrenir ve sıradan videoların milyonlarca kez izlenmesini sağlar. Bu sayede, kısa sürede belirli bir konuya ilgi duydukları için ünlü olan, sözde 'mikro ünlü' (micro celebrity) olarak bilinen yeni bir influencer türü ortaya çıktı. Ayrıca, TikTok'tan çıkan şarkılar listelerde zirveye tırmanırken, viral olmak için mutlaka meydan okuma videoları çekilmesi gerektiği müzik endüstrisinin genel başarı formülünü de değiştirdi. Kısa süre önce Taylor Swift, düşük telif hakkı ücreti nedeniyle Universal Music Group ile olan sözleşmesi sona erdikten sonra, yeni şarkısını cesurca TikTok'ta yayınladı. TikTok'un hızlı içerik döngüsü ve algoritması, Amerikan toplumundaki trend döngüsünü hızlandırdığı ve Amerikan kültürünün akışını değiştirdiği için bu değişiklik mümkün oldu.
Aslında, ABD Kongresi'nin TikTok'un zorunlu devralma yasası, bu kültürel hakimiyet açısından bakıldığında zaten başarısız bir girişim olarak kabul edilebilir. Tarihsel olarak, kültür istilası toplumlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olmuştur. Roma İmparatorluğu, askeri fetihlerle birlikte Roma'dan gelen hukuk, teknoloji ve altyapıları benimseyerek yerel kültürü değiştirdi ve Nazi Almanya'sı, bölgenin tarihini ve bireylerin kimliklerini silmek için kültürel mirasları yok etti.
Kültür zaten var olan bir şeydir. Bu nedenle, TikTok yasağıyla ilgili bu yasa tasarısının zorla yürürlüğe konulması, ABD Kongresi'nin beklentilerinin aksine, sonuç olarak büyük bir kazanç sağlama ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor. TikTok, zaten Amerikan müziği, eğlence, pazarlama, siyaset, moda gibi çeşitli alanlarda önemli bir rol oynayan bir platform haline geldi. Bu nedenle, TikTok yasağına karşı çıkan Amerikalıların taşıdığı dövizlerde 'keep', 'grow', 'business', 'life', 'change' gibi yaşamın sürdürülmesi ve refahı çağrıştıran kelimeler görülüyor.
Yani, Amerikalıların önce 'TikTok nedir?' sorusunu kendilerine sormaları gerekiyordu.
Ülkemizde de biliyorsunuz ki, Naver ve Kakao gibi büyük platform şirketlerine yönelik düzenlemeler yürürlüğe konuluyor. Bu hizmetlerin kullanıcıların günlük yaşamları ve kültürleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu göz önünde bulundurursak, düzenlemelerin somutlaştırılması aşamasında, piyasa odaklı bakış açısına ek olarak, kültürel etki de değerlendirilmelidir.
20. yüzyılın büyük insanbilimcilerinden biri olarak kabul edilen Margaret Mead, 'Kültürü anlamak ve saygı duymak, toplumsal değişim ve barışçıl bir arada yaşama için olmazsa olmaz bir koşuldur' diye ifade etmişti. TikTok yasağıyla ilgili bu tartışma, Türkiye'de de platformlar ve kültürün karşılıklı etkileşimine nasıl bakılması gerektiği konusunda önemli ipuçları sunuyor.
Referanslar
Yorumlar0