- Temasız Trend Mi? Toplumsal Yapının Derinliklerine Bakın. -2
- COVID-19 sonrası değişen toplumsal yapı ve tüketici davranışlarındaki değişimleri analiz eden ve şirketlerin uzun vadeli strateji geliştirmeleri için içgörüler sağlayan bir yazı. Sürdürülebilir iş fırsatlarını aramak için toplumsal yapının derinliklerinde
"Koparılan et daha fazla."
Film yönetmenliği okuyan 27 yaşındaki Kim Sung-yong, Covid-19'un hayatını nasıl değiştirdiğini yukarıdaki gibi ifade etti. Netflix'in yatırım yaptığı bir dizinin setinde çalışmanın verdiği mutluluk kısa sürdü, son iki ayda 3-4 kez sık sık ertelenen çekim programıyla başı dertteydi.
Zaten ayarlanmış çekim mekanlarından onayın iptal edildiği cevabını alması veya birlikte çalıştığı ekip üyelerinin çekim için gerekli mekanlara her gidişlerinde hissettiği belirsiz bir utanç ve suçluluk duygusu. Çekim ekibinin deneyimli bir üyesi olarak, çekimlerin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için yönetmenlik ve sanat ekibi gibi diğer departmanların başkanlarıyla ilişkiler kurmaya çalışmasına rağmen, maskelerin arkasında kalan yüz ifadeleri bunu zorlaştırıyordu. Çekimlerin ortalarına gelindiğinde artık kimin kim olduğunu bilmediği bir durum oluşmuştu.
Şu anda ardı ardına iptal edilen veya ertelenen yapım projeleri nedeniyle gidebileceği bir yer yok. Eskiden çekimleri olmadığı günlerde sevdiği Jujitsu derslerine gitmek veya kız arkadaşıyla lezzet duraklarını keşfetmek için buluşmalar yapmak gibi hayatının tadını çıkardığı pek çok şeyin artık oldukça uzaklarda kaldığını söyledi.
Geçtiğimiz Nisan ayında Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), dünya genelinde 3,3 milyar işçiden yaklaşık 2,64 milyarını (%81) oluşturan 2,64 milyar işçinin Covid-19'un etkisiyle işten çıkarıldığını veya çalışma saatlerinin kısaldığını belirtti.
Bunların arasında perakende, üretim, konaklama ve yiyecek-içecek sektörlerinde çalışan işçiler, dünya genelindeki işçilerin %38'ini oluşturan 1,25 milyar kişiyi oluşturmaktadır. Çoğunlukla yüz yüze yapılan işlerde çalışmaları nedeniyle, mevcut temas gerektirmeyen (contact-free) eğilimi göz önüne alındığında, ücret kesintisine veya işten çıkarılmaya daha yatkın bir durumda bulunmaktadır. Mart ayı itibarıyla sadece ABD'de 24 milyon, Çin'de 18 milyon kişi işsiz kalmış ve bu durum, 'iş güvencesi, ekonomik istikrar'ı bir gecede elinden alan şok edici bir gerçeklik olarak ilgililere ulaşmıştır.
Yukarıdaki röportaj katılımcısının 'vücudunun bir parçası olan etin koparılması' ifadesi, bu nedenle daha da önem taşıyor, sadece basitçe geçiştirilemeyecek, gerçekçi bir acıyı tam olarak yansıtan bir ifade değil mi diye düşündüm.
Covid-19 'kesikli denge' örneği mi olacak?
Bugüne kadarki evrim teorileri, canlıların sürekli değiştiğini savunmuş ve bu, canlıların değişmezliği anlamına gelen canlıların istikrarını görmezden gelen bir anlamla ilişkilendirilmişti. Ancak 1972'de buna doğrudan karşı çıkan yeni bir evrim teorisi yayınlandı ve bu da 'Kesikli denge (punctuated equilibrium)'dir.
Evrim, sistemin istikrarlı halini temel alarak, büyük bir krizle karşılaşıldığında tamamen yeni bir türün yaratılmasına yol açar ve bu da uzun süreli bir istikrarlı normal halden geçerek, değişmeden korunarak türün özelliklerini korur.Bu kesikli denge kavramı, canlı organizmalar gibi insan toplumsal yapısına da benzer şekilde uygulanabilir.
Yavaş değişim (sol) ve kesikli denge teorisi (sağ) karşılaştırması. Kesikli denge teorisi, canlı türlerinin önemli bir süre boyunca herhangi bir değişiklik göstermeden istikrarlı bir dönem geçirdiğini savunur. (Kaynak: Naver)
Eğer bahsi geçen 'kesikli denge' ile genel değişim arasındaki farkı daha kolay açıklamak gerekirse, bir basketbol maçını örnekolarak verebiliriz. Basketbolda genel bir değişim, muhtemelen potanın yüksekliğinin daha da yükseltilmesi olacaktır. Eğer yıllarca şut atma egzersizi yaptıysak zorlayıcı olabilir, ancak yine de tanıdık basketbol maçının işleyiş biçimi ve yapısı korunur.
Ancak 'kesikli denge' seviyesinde bir değişikliğin uygulanması, basketbol potasının 'kaybolması' anlamına gelir.Bu düzeydeki bir değişiklik, basketbol maçının yapısı ve ilerleyiş şekli ve hatta maçın anlamının kendisine dair temel soruların sorulmasına neden olacak bir durumu beraberinde getirir.
Hayal edin. Maçı oynayan oyuncuları 'şirketler', izleyicileri de 'tüketiciler' olarak düşünün. Yıllardır geliştirdikleri becerilerine dayanarak topu atıp sayı yapmaya alışmış oyuncuların ve onları izleyen izleyicilerin birlikte olduğu bir manzara.
Birdenbire, basketbol potasında olması gereken potanın kendisi kayboldu. Topu elinde tutan oyuncu da, favori takımını destekleyen izleyici de bu durum karşısında şaşkınlığa uğrayacaktır.
Peki artık bu basketbol maçı ne için, neden oynanmalı?
Karakter sayısı sınırlaması nedeniyle, lütfen aşağıdaki bağlantıdan devamına bakın.
Yorumlar0